DİJİTAL GÜVENLİK

Satanistler için dijital güvenlik

İÇİNDEKİLER


1. GİRİŞ

Güç sahipleri için dijital oluşumlar bireyleri izlemenin, fişlemenin, kullanmanın ve kontrol altında tutmanın gayet etkin bir yoludur. İçerisinde bulunduğumuz düzenin devamlılığını sağlamak isteyenler ellerindeki bütün araçları Seçkine karşı kullanacaktır. Sokakta “ben Satanistim” diye bağıramayacağımız için bu toplumda Satanizm ile internetin bu kadar iç içe olması kaçınılmazdır. Fakat Seçkine yobazlar toplumunda kendini açık etmemek düşüyor. Bir Seçkin dijital güvenlik ve gizlilik hakkında iyi derecede bilgi sahibi olmalıdır.

Bugün yaptıklarımızdan dolayı hiçbir sorun çıkmıyor oluşu yarın çıkmayacağı anlamına gelmez. İnternette hiçbir şey kaybolmaz. Attığımız yanlış bir adımın çilesini üzerinden çok zaman geçtikten sonra çekebiliriz. Örneğin kendisine Satanist diyen birinin vahşice bir cinayet işlediğini varsayalım. Olayın medyaya yansıması dikkatleri Satanizm üzerine çekecektir. Otorite ise çoğu zaman yaptığı gibi toplumun gazını almak için ve insanlara kendisini bir kurtarıcı gibi hissettirmek için birilerini gözaltına alıp, birilerini tutuklayacaktır. Bu kişilerin kimler olacağı şimdiden bellidir. Yani internette bilinçsizce Satanistlik ediyorsanız zaten belli listelerde adınız vardır. Otorite böyle şeyleri her zaman önceden düşünür.

Bugün internetteki Seçkin toplulukları otoritenin tam istedikleri kıvamdadır. Etliye sütlüye karışmayan ve hatta otoritenin yer yer müdahale ettiği topluluklardır. Otorite bu topluluklara karışmıyor çünkü böyle toplulukların oluşmasının önüne geçemezler. Hatta önüne geçme çabasına girmeleri durumunda topluluklar daha gizli ve dikkatli olacağı için bilerek ve dikkatle izleyerek varlığına izin verirler. Yani bu topluluklar kontrol altındadır desek yalan olmaz. Halbuki bu düzenin otoritelerinin bir Seçkin topluluğuna izin vermesi akıl alır bir şey değildir. Eğer böyle bir şey oluyorsa ya Altın Çağ çoktan gelmiştir ya da Seçkin toplulukları olmaları gerekenden çok uzak bir yerdedir.


2. ÖDEME ALIŞKANLIKLARI

Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte güç sahipleri bunu aleyhimize kullanmaya başladı. Banka kartları ve akıllı biletler gibi ödeme yapmayı kolaylaştırıcı olduğu için tercih edilen sistemler iyice yaygınlaştı. Fakat bu kolaylıklar sağlanırken aslında bizden çok önemli bazı şeyler de alındı. Artık bütün ödemelerimiz kayıt altında. Banka tarafından hangi işletmede ne kadar ödeme yaptığınız biliniyor. İşletme kayıtlarında da aldığınız şeylerin ne olduğu tamamen kayıt altında tutuluyor. 13:45’te X marketten süt aldın ve 33.50TL ödedin. Senin ne yaptığını öğrenmek isteyen güç sahipleri bu bilgileri kolayca elde edip bunu sana karşı kullanabiliyor.

Aynı şekilde akıllı bilet sistemleri, yeni adıyla Kentkart’lar. Bütün ulaşımlarımızı kayıt altında tutuyor. Bu kartlar birçok avantaj için(örn. öğrenci indirimi) kimlikle eşleştiriliyor. Kartınızı kimliğinizle eşleştirdiniz ve artık geçmiş olsun. Hangi saatte hangi ulaşım aracına bindiğin kayıt altında. Her yere toplumu kontrol altında tutmak için koydukları kameraları da bunun üstüne ekleyin.

Mümkün oldukça ödemelerinizi nakit para ile yapmalısınız. Ulaşım için diyebileceğim bir şey yok. Belediyelerin sunduğu bazı şeyler çok karlı olabiliyor. Bu yüzden her zaman değil ama gerektiğinde eşleştirilmemiş Kentkart kullanabiliriz. Kendimizi özgürce ifade edemediğimiz baskıcı bir toplumda olduğumuzu “varsayalım”. Bu durumda Seçkinlerin birbirleriyle etkileşime geçerken veya yaptığı şeyin Satanizm’le ilgisi olması durumunda anonim bir Kentkart kullanması icap eder.


3. TELEFON

Bu devirde cep telefonları olmadan yaşamayı düşünmek bile zorlaştı. Mobil internet de olmazsa olmazımız. Fakat cep telefonu doğru kullanılmadığı takdirde amacından şaşarak kolayca zararlı bir alete dönüşebilir.


3.1 SOSYAL MEDYA

Sosyal medya icat oldu olalı iletişim bambaşka bir boyuta ulaştı. Artık birilerine söylememiz gerekenin yanında gerekmeyeni de söylüyoruz. Mesafe engeli yok edildi. Herkesi her hareketimizden haberdar eder olduk.

Sosyal medya platformları ise kullanıcıları kendilerine bağlamak için etkileşimle ödüllendiriyor. Hormonlarımıza oynuyor. Beğeni alan durum paylaşımımız kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlıyor. Sağlıyor mu? Artık şelalenin ne kadar güzel aktığını telefon izliyor. Konserde eller telefon tutmak için kalkıyor. O güzel kahveyi telefonumuz içiyor. Biz anılarımızı fotoğrafla ölümsüzleştirmek isterken fotoğraf anılarımızı öldürüyor.

Fotoğraf çekmeyi değil, etkileşimi eleştiriyorum. Sosyal medyanın içine ne kadar girersek gerçek dünyadan o kadar uzaklaşıyoruz. Bir insanın güzel bir şey gördüğünde aklına gelen ilk düşünce onu telefonuyla kaydetmek olmamalıdır. Bu, anın yaşanmasının önünde engeldir. İçerikleri üreten de tüketen de kullanıcının kendisidir. Fakat bir sosyal medyanın gerçek hedefi içerik tüketilmesi değildir. Kullanıcının tüketilmesidir.

Kullanıcıyı tüketenler bellidir. Her şeyin başında sosyal medya platformunun sahibi tüketir. Sonra reklam verenler tüketir. Devletler tüketir. Hırsızlar tüketir. Kısaca kimin gücü yetiyorsa o tüketebildiği kadar tüketir.

Tüketme biçimleri ise hayatta aldığımız kararları değiştirme yoluyla olur. Şimdi reklamları falan bir kenara bırakın. Reklamlar bunu yapmanın en masum yolu. Peki sosyal medyanın oy verme davranışı üzerinde etkisi olmayacağını iddia edecek var mı? Bu algoritmalar hep bir yönlendirme içinde olurlar. Bu yönlendirme genellikle daha çok içerik tüketmeye yöneliktir. Fakat hangi içeriğin önümüze geleceğini biz seçmiyoruz. Şimdi aklınıza bu platformların kişiye özel bir algoritma uyguladığını geliyor olabilir. Fakat gelen bir sonraki içerik gerçekten görmeyi beklediğimiz şey miydi?

Sosyal medya platformları hakkımızda o kadar çok şey bilir ki bizi bizden daha iyi tanırlar. Bu bilgiye sahip bir akıllı sistemin ruhumuz bile duymadan bize istediğini yaptırması zor değil. Sistemin kendisine dahil olmayıp kullanıcı olarak bulunanların da bizleri yönlendirmesi buna dahil edilmelidir. Bütün kararlarımızı sosyal medya alıyor demiyorum. Kararlarımızı sosyal medya ile birlikte alıyoruz diyorum. Peki gücü yetenlerin bunu bize karşı kullanmayacağını sanıyor musunuz?

Seçkin sosyal medya kullanırken daha fazla dikkatli olmalıdır. Eğer sosyal medya kullanıcısıysa aynı anda hem kişisel bilgilerini paylaşıp hem de Seçkin olduğunu belli etmemelidir. Eğer ikisini de yapmak istiyorsa iki ayrı hesabı olmalı ve Seçkin hesabını dikkatli kullanmalıdır. Yobazlar toplumu bir parmak şıklatmasıyla sizi tespit edebilir.

Seçkin kimliğinizle internette yapacağınız her paylaşımda mutlaka vpn kullanın. Eğer gizliliğinize gerçekten önem veriyorsanız Tor Browser kullanın. VPN olarak önerim Proton olacaktır. Proton’un ücretsiz versiyonu mevcuttur.


3.2 KONUM TESPİTİ

Telefonlarımız sürekli çeşitli uygulamalara konum bilgimizi gönderir, bunların başında da büyük teknoloji firmalarının en kötüsü olan Google gelir. Google ise sizi gerek yobazlar toplumuna ifşa etmek, gerek para için diğer firmalara vermek için fırsat kollayan bir şirkettir. Her zaman telefonunuzun GPS özelliği kapalı olsun. İzin isteyen uygulamalara ise izin vermeyin, verdiyseniz kaldırın. Gerektiği zaman “sadece bu seferlik” şeklinde izin verin. Fakat GPS özelliğini kullanmamanız sizin konumunuzu asla bilinmez yapmaz. Sadece o uygulamaların konum özelliğinizi kullanmasını durdurur. Mobil telefonlarımızın o sırada çevresinde olan baz istasyonları üzerinden devamlı takip edilip kayıt altına alınıyoruz. Hepimizin hangi saatte nerede olduğu bu şekilde kayıt altında. İşte bu yüzden özellikle yobazlar toplumunun hoşuna gitmeyecek bir şeyler yapacaksan gitmeden TELEFONUNU KAPAT YA DA EVDE BIRAK.

Konuyla ilgili şu EFF yazısını okuyun derim:


3.3 METADATA

Birçok cihaz otomatik olarak dosyalarımızın görünmeyen bir kısmına bizimle ilgili veriler kaydeder. Bu verileri silmek ve engellemek de mümkündür. Özellikle internette paylaşacağınız bir şeyden bahsediyorsak bu verilerin mutlaka olmaması gerekir.

Fotoğraf makinesiyle bir fotoğraf çektirip çıktı aldığımızı düşünelim. Sonra fotoğrafın olduğu kağıdın arkasına fotoğrafın nerede hangi tarihte çekildiğini, fotoğrafı kimin çektiğini yazdık diyelim. Işte metadata o yazıdır. Bazı telefonların yerleşik fotoğraf uygulamaları bırakın tarih ve cihaz bilgisini, o fotoğrafın hangi sokakta çekildiğine kadar konum bilgisini bile eklerler. Sonra biz de inanılmaz bir bilinçsizlikle bu fotoğrafı internette paylaşırız. Bunun önüne geçmek için cep telefonumuzun fotoğraf uygulamasının ayarlarına göz atmak çoğunlukla yeterli olur. Ayrıca galerinize girerek bir görselin üzerindeyken “ayrıntılar” veya “(…)” gibisinden bir buton ile o fotoğrafın eğer varsa metadata’sını görebiliriz. Yine de emin olamıyorsanız yeni çektiğiniz bir fotoğrafı exif.tools web sitesine yükleyerek telefonunuzun neleri kaydettiğini detaylıca görüntüleyebilirsiniz.

Metadata sadece telefonda çektiğimiz fotoğraflarda bulunmaz. Her türlü cihazda her türlü dosyada bulunması mümkündür. Bu nedenle internette bir şey paylaşırken buna dikkat edin.


4. BİLGİSAYAR

Anlatmaktan çok zevk alacağım fakat bir o kadar da zorlanacağım kısma geldik. Burada lafı uzatmadan doğrudan söylemek istediğimi söyleyeceğim. Doğru kullanıldığında inanılmaz bir güce sahiptir. Benim de bu siteyi hazırlarken güvendiğim şey işte bu güçtür.

Bilgisayarı kullanmanın birçok yolu var. İş yapıyorsanız ve word, excel sizin için yeterliyse bu da kabul edilebilir. Fakat birçoğumuzun kullanımı bunun ötesinde. Öyle de olmalı. Bilgisayar teknolojilerini etkili bir şekilde kullanmak ve iyi bir bilgisayar bilgisine sahip olmak bir Seçkin için önemlidir. Ancak tabii ki bilgisayar bilgisinden kastım ağ ayarlarına sağ tıklayıp dns ayarlarını 8.8.8.8 yapmak değil. Burada uzun uzun bilgisayar dersi verecek değilim ve bunu yapacak kadar bilgim olduğunu da düşünmüyorum. Diğer her konuda olduğu gibi bu konuda da kendi kendinizi geliştirmelisiniz. Donanımlar, yazılımlar, HTTP, Linux, Blockchain…


4.1 MERKEZİYETSİZLEŞTİRME (Decentralization)

İlerleyen teknoloji yaygın olarak kullanılan merkezli program akışlarına bir alternatif sunmaktadır. Bu alternatif merkeziyetsiz uygulamalardır. Merkeziyetsizleştirmeye verebileceğim en popüler örnek kripto paralardır. Kripto paraların – çoğunun – merkezi bulunmamaktadır. Kısacası, paranın sahibinin kim olduğu herkes tarafından onaylanır. Böylece paranın sahibi belli olur. Kripto para madenciliği de aslında bu onaylama işlemlerini yaparak nadiren bulunan ödül paraya denk gelmeye çalışmaktır. Bu teknoloji banka ihtiyacını kökünden kaldıracağı için topluma nefes aldıracaktır. Aynı şekilde kendi çıkarları için paranın yapısıyla oynayan otoritelerin de gücünü elinden alacaktır. Şimdi kripto parayı gerçek amaçlar için kullanmak yaygınlaşmış değil ancak geleceğin para birimi bunlardır. Bugün yapılan bu yüklü yatırımlar, kripto paranın gelecekte herkesin kullandığı para olması durumunda çok yüksek bir değere sahip olması beklentisindendir.

Merkeziyetsizleştirme kripto parayla da sınırlı değildir. Bugün blockchain teknolojisi kullanılarak iki taraf arasında anlaşma dahi yapılabilmektedir. Anlaşmanın şahidi ise yine zincirin tümüdür. Böylece aradan insanlara zararlı olan otoriteleri çıkararak toplumun kendi içinde düzenini kurmasına çok büyük katkıda bulunurlar. Bir evin kime ait olduğunu belirten tapu bilgisinin herhangi bir otorite araya sokulmadan belirlendiğini düşünün. O zaman toplum gerçekten kendi kendini yönetmeye başlar.


4.2 TOR

Konu özgür internet ortamı olduğunda Tor ağı hemen ben buradayım der. Tor merkeziyetsiz bir ağ değildir çünkü bu tor için çok maliyetli ve zordur. Ancak yine de sağladığı anonimlik nedeniye otoriteyi aradan çıkarmış bir ağdır. Gelişen teknoloji hesaba katıldığında sırf kapımızın önüne kablo çekti diye bizden ömrümüz boyunca eşek yüküyle para alan internet servis sağlayıcılarını aradan çıkardığımız bir internet hayal etmek zor değildir.

Tor ağının en önemli özelliklerinden biri herkesin kendi sitesini açmasını mümkün kılmasıdır. Evet, kendi bilgisayarınızdan Tor ağına gayet güvenli bir şekilde web sitesi yayınlayabilirsiniz. Bunun için ne hosting hizmetine ihtiyacınız vardır ne de domain. Hosting sizsiniz ve domain de sizin için oluşturulmuş rastgele harflerle meydana gelir ki bu rastgele harflerin bir kısmının istenildiği gibi ayarlanması mümkündür.

Muhtemelen Tor’un Dark Web gibi kavramlarla eşdeğer kullanıldığına da denk gelmişsinizdir. Halbuki bu yanlıştır. Tor projesi merkezsiz ve sansürsüz bir interneti amaçlar. Bu durum ilk başta çeşitli suçların işlenmesi için ortam hazırlamış olsa da Tor ağı zamanla kendi düzenini bulacaktır. Örneğin Tor için hazırlanmış arama motorlarının çoğu toplum tarafından kabul edilmesi mümkün olmayan şeyleri yoksayarlar. Arama yapan kullanıcıların karşısına bile çıkmaz. Suç her yerde vardır. Sokakta uyuşturucu satın alabilirsiniz ama bunun suçlusu sokak değildir. Aynı şekilde Tor ağında işlenen suçların da suçlusu ağ değildir. Kontrolsüz bir internet ortamı kötülükten daha fazla iyilik getirir. Çünkü esaret altında yaşamak en kötüsüdür.


5. BU FİRMALARA DİKKAT

Bazı firmalar insanların kanını vampir gibi emmektedir. Hem de o kadar tatlı emer ki hepimiz kanımızı kendi rızamızla veririz. Kendimizi onlara teslim ederiz. Bunu lafın gelişi söylemiyorum. Bu büyük teknoloji firmaları dehşete düşürücü bir güce sahip ve bu gücü de bize karşı devamlı kullanmaktadır. Burada bahsedeceğim en önemli bulduklarımdır. Ancak liste kesinlikle bunlarla sınırlı değildir.


5.1 GOOGLE

Google belki de içlerinde en kötü olanıdır. Çünkü google her şeyimizi takip eder. Bu takipten edindiği bilgileri de “pazarlama” adı altında bize karşı kullanır. Ancak bu gerçekte bizim pazarlanmamızdır.

Google; Adsense aracılığıyla, yani internette karşılaştığımız reklamların büyük çoğunluğu aracılığıyla bizi takip eder. Bu takip arama motorundan hangi sitelere girdiğimizle sınırlı değildir. Google arama motorunu kullanarak bir siteye eriştiğimizde tarayıcımızda bir çerez olarak ifade edilen verileri ekler. Bu verileri de çeşitli yollarla işleyerek hakkımızda veri toplar. Google gerek arama motoru gerek chromium tabanlı tarayıcılar gerek sitelere gömülmüş olan reklamlar üzerinden her şeyimizi takip etmeye çalışır. İmleci nerede ne kadar tuttuğumuz, hangi yazının üzerinde durduğumuz, site içerisinde hangi sayfaları gezdiğimiz, sayfalarda ne kadar kaldığımız ve daha fazlası kayıt altında tutulur. Sonra da bu verileri işleyerek “daha gelişmiş bir deneyim sunmak için” kullanır.

Bugün Android cihazlar Google olmadan kullanılmıyor desek yeridir. Bazı kişiler için Google’ı hayattan çıkarmak pek mümkün değil. Yine de bu konuda elimizden geleni yaparak Google’ın bize karşı kullandığı verilerimizi en aza indirebiliriz. Google ürünleri yerine kullanılabilecek alternatifleri şu şekilde sıralayabilirim.


5.1.1 ARAMA MOTORU

DuckDuckGo kullanıcının mahremiyetine saygı duymasıyla bilinmektedir. Google, Yandex, Bing gibi arama motorları yerine bunu kullanabilirsiniz. İsmini hiç duymamış olabilirsiniz ama size sırf güvenli olsun diye kalitesiz bir alternatif önermiyorum. DuckDuckGo gayet iyi bir arama motorudur.


5.1.2 WEB TARAYICISI

Chromium tabanlı web tarayıcılarının tümü tehlikelidir. Chromium, Google tarafından yapılmış açık kaynaklı bir web tarayıcısıdır. Bu web tarayıcısı üzerine yapılan değişikliklerle daha iyi tarayıcılar yapmak için kullanılmaktadır. Google Chrome, Opera, Opera GX, Micorosft Edge, Brave, Yandex Browser ve bazı popüler olmayan birçok tarayıcı Chromium tabanını kullanır. Chromium, Google’ın her zamanki tavrını taşıyarak kullanıcıyı tüketmeye yöneliktir. Onun üzerine inşa edilen tarayıcıların da bu tavrı azaltmak yerine kendi çıkarlarına yönelik arttırdığı bilinmektedir.

Brave isimli tarayıcıyı duymuş veya bir yerde reklamını görmüş olabilirsiniz. Brave de Chromium tabanlıdır ancak Google’ın eklediği kullanıcının haklarına saygı duymayan kısımları çıkarmıştır. Kullanıcıyı Google gibi takipçilerden korur. Onun yerine ise kendi zararlı yazılımlarını üstünüze salar. Sürekli güvenli olduğu iddiasıyla pazarlanan bu tarayıcı aslında sizi pazarlamanın başka haince yollarını kullanmaktadır.

Size önerebileceğim iki tarayıcı var. Bu öneriyi yaparken sadece güvenlik ve gizliliği değil aynı zamanda kullanıcı dostu olması gerektiğini de düşünüyorum. Popüler bir web tarayıcısı olup Chromium tabanlı olmayan tek tarayıcı Firefox’tur. Firefox, Mozilla Vakfı’nın açık kaynaklı bir ürünüdür. Chrome’da kullandığınız eklentilerin tümüne yakını aynı zamanda Firefox’ta mevcuttur. Hatta açık kaynaklı olması sebebiyle bazı konularda diğer tarayıcıların sahip olamadığı eklentilere sahiptir. Firefox sizi takipçi yazılımlara teslim etmez. Ancak yine de kullanıcı dostu olmak bazen taviz vermeyi gerektirir. Bu yüzden Firefox yerine LibreWolf da kullanabilirsiniz. LibreWolf, Firefox tabanlı kullanıcı gizliliği ve güvenliğine odaklı bir başka tarayıcıdır. Firefox’un taviz verdiği noktalarda taviz vermemektedir. Tarayıcı konusu yoruma çok açık olduğu için kesin bir dilde konuşmak istemiyorum. Ancak gündelik kullanım için Firefox veya LibreWolf’u gayet yeterli buluyorum. Ayrıca reklam engelleyici eklenti olarak uBlock Origin ve çevrimiçi güvenliğinizi arttırmak için DuckDuckGo Privacy Essentials isimli eklentileri de kullanırsanız sizin için iyi olur.


5.1.3 E-POSTA SERVİSİ

Gmail güvenli olmaktan çok uzak bir e-posta servisidir. Her şeyden önce Gmail’de veriler enkripte bir şekilde saklanmamaktadır. Bu da maillerimizin Google’dan başka kötü niyetli insanların eline geçmesini kolaylaştırır. Ayrıca Google her fırsatta kullanıcıyı otoriteye karşı satar. Otoritelerin Google’dan istedikleri veri ne kadar hukuksuzca olursa olsun verir. Hem güvenli değildir hem bizi bize karşı kullanır hem de bizi her fırsatta peşkeş çeker. Bu yüzden Gmail’i zorunlu haller dışında kullanmamalısınız. Bu zorunlu haller Android bir cihazın kurulumunu tamamlamak, yerleşik senkronizasyon özelliklerini kullanmak veya sadece Google ile üye olunan bir yere girmek gibi şeyler olabilir.

Benim size önerebileceğim en iyi Gmail alternatifi Proton Mail olacaktır. Proton hizmetlerinin nasıl güvenli olduğunu uzun uzun anlatmayacağım zaten internetten okuyabilirsiniz. Proton’un resmi bir Tor versiyonu bile mevcuttur: protonmailrmez3lotccipshtkleegetolb73fuirgj7r4o4vfu7ozyd.onion


5.1.4 DOSYA SAKLAMA HİZMETİ

Google gibi bir firmaya dosyalarınızı emanet etmek istemezsiniz. Bu yüzden Google Drive’dan da uzak durmalısınız. Bunun yerine daha iyi bir alternatif olan Mega’yı kullanabilirsiniz. Ayrıca Mega, Drive gibi hizmetlerden daha fazla ücretsiz saklama alanı vermektedir.


5.2 META

Telefon başlığı altında sosyal medya hakkında zaten bir eleştiri yaptığım için bu konuya fazla girmeyeceğim. Facebook ve Instagram’ı barındıran bir isim olarak Meta, Google kadar peşimizde değildir. Ancak yine de o da hakkımızda her şeyi bilmek isterler. Hatta birçok şeyimizi herkes bilsin isterler. Sosyal medya aracılığıyla insanlarla bir şeyler paylaşmak kötü bir şey değildir. Ancak paylaşılanların niteliği sosyal medyayı çok tehlikeli kılabilir. Özellikle bir Seçkin’in sosyal medya kullanırken çok dikkatli olması gerekir. Çünkü çünkü sosyal medya yobazlar toplumunda kendini açık etmenin en kolay yoludur.


5.3 DİSCORD

İnternet ortamında Seçkinlerin en çok Discord uygulaması altında buluştuklarını görüyorum. Discord bireylerin hele hele Seçkinlerin bulunabileceği en güvensiz mesajlajma platformlarından biridir. Güvenlik ve gizlilik konusunda Discord’dan daha beteri anca Turkcell’in sunduğu BiP falan olabilir.

Sebep 1: Discord temel güvenlik protokollerini bile uygulamamaktadır. Sadece birkaç ay önceye kadar Spy Pet isimli bir oluşum 5 dolar karşılığında istediğimiz Discord hesabının her türlü aktivitesini kullanıcıya sunuyordu. Hangi sunucularda bulunduğunuz, bağlantı kurduğunuz kullanıcılar, sesli kanallara katılma ve kalma süreleri, güncel mesajlarınıza kadar her türlü bilgiyi çok çok ucuz bir fiyat karşılığında öğrenebiliyordunuz. Şu sayfayı inceleyiniz.

Sebep 2: Discord kullanıcıların kişisel verilerini dağıtmaktadır. Discordun tek eksisi kesinlikle siber zayıflığı değil. Discord aynı zamanda her türlü kişisel verinizi “pazarlama” amacıyla çeşitli üçüncü taraflara veriyor. Ayrıca hissedarlarıyla da verileri paylaşıyor. Bu bilgileri “okudum onaylıyorum” diye işaretlediğiniz sözleşmede bulabilirsiniz.

Peki hissedarlar kim? İçerisinde Tencent’in de bulunduğu koca bir liste var. Başka bilindik firmalar da var ancak Tencent’i özellikle söylüyorum çünkü Tencent’e herhangi bir veri gitmesi demek o verinin Çin hükumetine gitmesi demek. Bunu lafın gelişi söylemiyorum. Tencent, Çin Komünist Partisi tarafından idame edilen yarı-özerk bir şirkettir. Şu sayfaya bir göz atınız.

Çin Komünist Partisi benden ne isteyebilir ki diye düşünebilirsiniz. Eğer öyle düşünüyorsanız konuyu çok yanlış anlıyorsunuz demektir. Bütün verilerin bir hükumete gitmesi demek, başka her yere de gidebileceği anlamına gelir. Dikkatinizi çekmek isterim ki Discord’un tuttuğu veriler sadece mesajlarımız falan değil. Discord bizi ayırt etmek için kullandığımız cihazın donanım(lar)ının benzersiz kimlik numaralarını bile tutar ve bu bilgiyi de “reklam” firmalarıyla paylaşır. Kişisel bilgilerimizi umarsızca bu kadar detaylı tutar ve dağıtır.

Sebep 3: Discord, daima otoritenin yanındadır. Otoriteler ne kadar hukuksuzca davranırsa davransın onu hiç bekletmeden bütün bilgilerinizi önlerine döker. Hala anlamadıysanız söyleyeyim. Bu, yarın bir gün gücü elinde tutanlarla ters düşerseniz (veya bağlantılı olduğunuz birileri düşerse) bütün mesajlarınız, bağlandığınız tüm ip adresleri ve donanım kimlik bilgilerinize kadar neyiniz varsa derhal vereceği anlamına gelir. Bilmiyorsanız ekleyeyim mesajlarınızı silmek veya hesabınızı kapatmak bir çözüm değildir. Çünkü Discord bu içerikleri görünürde kaldırsa da veritabanında tutmaya devam eder.


6. SONUÇ

Dijital güvenlik ve gizlilik, bir Seçkin için sadece bir tercih değil, varlığını devam ettirmek ve özgür bir şekilde inançlarını sürdürmek için zorunlu bir ihtiyaçtır. Otoriter rejimlerin bireyler üzerindeki kontrol mekanizmalarının güçlenmesiyle birlikte dijital dünyada varolma şeklimiz de büyük önem taşımıştır. Dijital dünyada özgürlük ancak bilinçli bir şekilde hareket eden ve dijital ayak izlerini kontrol altında tutabilenler için mümkün olabilir. Her adımımız gelecekte bizi hedef haline getirebilir. Bu nedenle gizlilik ve anonimlik sağlamak baskıya karşı bir direniş davranışıdır.